7 Nisan 2012 Cumartesi

Salaklık Bedavaydı Sonuna Kadar Kullandık

Ben çocukken çok salaktım. Yani bir Cem Yılmaz değilim bu konuda tabi ama yine de yarışırım diyorum. Bir kaç başlık halinde bu mallıklarımı yazayım dedim.

SPREY


Sitede büyüdüm ben. Mahalle çocukları sevmezdi bizi hiç. Biz de onları sevmezdik gerçi. O yüzden site içi arkadaşlıklarım oldu hep. Yalnız o kadar güzellerdi ki... Hani dünyaya bir daha gelsem yine onlarla arkadaş olmak isterim.

Ben küçükken Galatasaray'la aramızda duygusal bir bağ vardı. Şimdilerde öyle eskisi gibi değil. Hobi olarak tutuyorum. Yazıda geçecek diğer 5 arkadaşım da Galatasaraylıydı. O gün GS-FB maçı vardı kazanan şampiyon olacaktı. Yıl da 2002 mi, 2003 mü öyle bir şey. Biz Zeynep-Emre isimli kardeşlerin evinde toplandık. Sarp, Buğra, Ilgın ve ben. Evleri 1. kattaydı. Her zaman olduğu gibi GS yenilmişti ve şampiyon FB olmuştu. Nasıl morarmıştık ama biz haddi hesabı yok. Sonra "Yensen yenilsen kalbim hep senle" gazına gelerek balkona çıkıp avaz avaz bağırmaya başladık.

"Re re re ra ra ra gassaay gassay cimbombombom!"
"Canın sağ olsun Gassarayım!"
"Sarıııı kırmızııı, sarııı kırmızııı en büyük cimbommm şşşşşşş!"
"-Abiiiii! Hangi takımlısın? +Galatasaray. -Vay Allah'ına kurban abim benim!"
"-Abii sen hangi takımlısın? +Beşiktaş. -Sen çok dolanma abi buralarda."

Bu arada karşı binamızda kız öğrenci yurdu vardı. Baktılar kim bu ergenler diye bize. Sonra onlar da oradan eşlik etmeye başladılar. Mahallenin çocukları zaten kıl bize, şımarık zengin bebeleri yeri göğü inletti diye ters ters bakıyorlar.

Bende Sarp'ın turuncu spreyi vardı. Bisikletimi boyayacağım almıştım ondan. (Bunun da çok salakça bir hikayesi var ama başka zaman artık.) Öyle bir gaza gelmişiz ki dünyayı sarı kırmızıya boyayın deseler boyayacaz yani.

-Hande spreyi getirsene evden.
+Nideng?
-Boyayalım duvarları.
+Süper fikir hemen getiriyorum.

Akla bak allasen. Süper fikirmiş. Neyse ben getirdim spreyi.Aklımızca grafitti atacaz.Okumayı öğreneli iki elin parmaklarını geçmemiş. İndik sitenin bütün duvarlarını turuncu spreyle boyadık. "GS şampiyon" falan yazdık. Belediyenin çöp konteynırlarını bile boyadık. Bizim için GS şampiyondu artık.

Ertesi gün A bloğun kapıcısı Nuri abi geldi yanımıza. Dedi böyleyken böyle yönetici kökünüzü kazıyacak sizin. Müteahhit fellik fellik kim bunu yapanlar diye bizi arıyor. Resmen evlerin fiyatı düştü. Nuri abimiz de saatlerce onları temizlemeye çalışmış. En çok ona üzüldük. Napalım dedik gidelim yöneticiyle konuşalım neticede çocuğuz biz çok bir şey yapamaz. Olmadı biraz ağlarız falan annelerimize söylemesinler diye düşündük. Gittik bunun odasına.

-Biz duvarları boyadığımız için özür dileriz.
+...
-Benim babam mobilyacı ben tiner isterim ondan temizleriz.
+...
-Galatasarayı çok seviyoruz da biz.
+...
-Napalım biz çıkalım mı ?
+...

Ulan adam mimik bile yapmadı. Öldük orada eridik resmen. Annelerimize falan da hep söyledi. Dünyanın azarını işittik. Sonra yıllar geçtikçe soldu o yazılar.

ASANSÖR

Bu anımda inadın bir insanın başına gelebilecek en salakça şey olduğunu anlatmaya çalışacağım. Ilgın aşağıda oynayalım diye beni çağırmıştı. Hazırlanıp asansöre bindik. Buraya kadar bir problem yok. Sonra ben dedim ki:

-Sıfıra bas.
+Sen bana emredemezsin.
-Yoo ediyorum işte bas sıfıra.
+Basmıyorum, sen basacaksın.
-Sen basacaksın.
+Sen!
-Sen!

Öyle bir inada bindirdik ki, saatlere tur bindirdik resmen. Tabi bu arada asansörü çağıranlar falan oluyor, sıfıra iniyoruz, beşe çıkıyoruz falan ama inat ettik ya inmiyoruz asansörden. Birimizden biri basacak o sıfıra. İkimiz de baskın karakterlerdik ve birimizin diğerinin üzerinde otorite kurmasına tahammülümüz yoktu.  Susayınca ve acıkınca artık gevşemeye başladık.

-Ilgın bassan şimdiye oynamış eve bile dönmüştük.
+Sen bassaydın o zaman.
-Of! Ne yapacaz ya yaşlandık burada!
+Bilmiyorum.
-Aynı anda bassak olur mu?
+Olur.

Aynı anda bastık ve sıfıra indik, bu sefer biri diğerinin kapıyı açmasını bekliyor. Göz göze baktık ve:
-Aynı anda! dedik.
Olan bizim 3 saat 25dakikaya oldu.



MÜZİK DERSİ AĞLAMALARI


İlkokula gidiyoruz müzik derslerinde çok içli şarkılar öğreniyoruz. Benim annem güzel annem, orada bir köy var uzakta, küçük kurbağa falan. O kadar duygusallar ki bir tanesi benim annem güzel annemi söylerken ağlamaya başladı. Hani akla annesini kaybetmiş olabileceği ya da annesinin çok hasta olabileceği ya da annesiyle babasının ayrı olup annesini görmediği gibi fikirler gelebilir. Bizim de geldi ama bunlardan hiç biri değildi. Kız tamamen aşırı duygu yoğunluğundan ağlamıştı. Öğretmenimiz de "ay sen ne kadar duygusalsın canım benim." falan deyince biz duygusallığı çok güzel bir şey zannettik.

Ertesi hafta orada bir köy var uzakta isimli parçayı söylerken herkeste bir gözyaşı, burun sümüğü. Kim daha çok ağlayacak diye yarışa girmeler. Ben de eksik kalmadım tabi ki. Yemin ediyorum o köydeki civcivleri düşünüp ağladığımı bilirim.  Civcivin nesine ağlanır lan? Ben civcive ağladım. Gitmediğim görmediğim bir köyüm olduğuna inandım. Köyün inekleri beni bekliyordu ve ben gidip görmüyordum. Çok vefasızdım çok. Allah beni kahretsindim.

İlerleyen haftalarda öğretmen baktı biz iyice sapıttık. Kendinize gelin bebeler temalı bir konuşma yaptı da biz öyle bıraktık ağlamayı.


Bunlar da böyle birer anımdı.


Zeheka odasından bildirdi.