10 Mayıs 2013 Cuma

Hem Uyurum Hem Atraksiyondan Atraksiyona Koşarım

Gerçek Misin Rüya Mısın Nesin?

Daha önce şu yazımda uyku arası nasıl saçmaladığımı yazmıştım. Allah'ın verdiği garip bir o kadar da eğlenceli bu özelliğim hakkında yeni afacanlıklarla yine karşınızdayım.

Çok fazla rüya görmeme rağmen hayatımda sadece bir kere karabasana denk geldim. Onun da karabasan olduğunu hemen anlayınca hiç zevki çıkmadı. Oysa yıllarca bu günü beklemiştim. Neyse. O gün  karabasan desen karabasan değil, sıradan rüya desen sıradan rüya değil çok acayip bir şey gördüm.

Annemle evdeyiz. Oturma odasından televizyon sesi geliyor hep aynı ses. Bir haber sesi. Haberi hatırlamıyorum. Otuma odasına gidiyorum televizyonu kapatıyorum. Annemin yanına geliyorum ve uyandırmaya çalışıyorum, uyanmıyor. Her seferinde daha çok bağırıyorum. Sonra kendimi tekrar yatağımda buluyorum ve "rüyaymış" diyorum. Sonra yine aynı televizyon, aynı oda, aynı haber, aynı anne, aynı bağırış. Yine rüyadayım. Hayda. Sonra bir daha aynı aksiyonlar. Yine rüyadayım. Altı yedi sefer her biri diğerinden daha gerçekçi olmak suretiyle bir dizi inception yaşadım.

Uyandım.
Oturma odasından ses gelmiyordu bu  sefer.
Annemin yanına gittim.

-Anneeooo anneeoooo! (Dürtmeler...)
+Ay o ne ?!
-Sen gerçek misin ?
+Hande?!
-Gerçek misin nesin sen !
+Işığı aç ışığı! Zebellah gibi dikilmiş başıma!

Işığı açınca tabi ben de aydınlandım. Uyanık olduğumu ve bunun diğer rüyalardan biri olmadığını anladım. Sonra da bir saat kadar güldük. Ben mallığıma gülüyorum, annem içime cin min kaçtı sanmış o uyku sersemliğinde kalp krizinden gidecekmiş o ona gülüyor. Sonra araştırdım ettim lucid dreaming denilen hedeyi yaşamışım. Az kontrol edebilsem astrale kadar yolu varmış da işte beceremedik. Bir dahakine inşallah.

Faturalar Nerde, Nerde Faturalar!

Yaklaşık bir 7 ay kadar önce bir yeminli mali müşavirin yanında işe başlamıştım. Yeminlimiz vergi rekortmeni olduğu için işleri de haliyle son derece yoğun oluyordu. Büyük bir firmanın ihracat kdv iadelerine bakıyorduk. Fakat firma büyük olduğu için harcamaları da haliyle büyük oluyordu. İndirilecek KDV'leri de bizler için eziyet. Dosyalar bir türlü bitmediği için bir kaç akşam eve iş getirdiğim bile olumuştu. Çünkü firmanın iadeler tamamlanmadan biz erken çıkamıyorduk bir türlü.

Sürekli iş düşündüğüm böyle bir günün gecesinde başladı serüvenimiz...Neden bilmiyorum ama uyur gezerliğim tutunca ben direk annemlerin odada alıyorum soluğu. Musallat oldum insanların başına.

A: Annem
B: Babam
Z: Zeheka

Usulca annemin tarafına geçip yastığının altını karıştırmaya başladım. YASTIĞININ ALTINI!

A:Hı...
Z:...
A:Noluyor noluyor!
Z:Faturalar nerde?
B:Hande!
Z:Şubat ayının dosyası vardı nereye koydun dosyayı?
A:Ne diyor ya bu yine, ne dosyası?
Z:Off...(Aramalar devam ediyor)
B:Uyuyor ya.
A:Nasıl uyumak ya bu?

Dosyayı bulamadıkça agresife bağlıyorum. Çekmeceler, dolaplar açılıyor bu arada tarafımdan olmayan dosya aranıyor.

A: Kızım uyuyor musun, uyuyorsan söyle. (Süper soru)
Z: Ne uyuması ya her gün yaptığım iş!
A: Uyuyorsun çünkü hiç mantıklı değil şu yaptıkların.
Z: Tamam gel, gel bilgisayardan göstereyim. (Ne göstereceksem)

Odama girip bilgisayarı açıp ışığı yüzümde hissedince aydınlandım yine. "Lan ne yapıyorum" deyip bilgisayarı kapatıp yatağın içine girdim. Bu sırada annem girdi odaya.

A: Hani gösteriyordun?
Z: Tamam ya bir şey yok.
A: Sen iyi dadandın ha iki haftadır, kapımızı kitlicez biz.
Z: Valla sizin için en hayırlısı.

Gece Beni Aramışsın?

Sabah 7-7:30 sularında bir arkadaşımın telefonuyla uyandım.

-Hande?
+Hı?
-N'oldu gece beni aramışsın?
+Seni mi aramışım?
-Evet 5 gibi beni aramışsın.
+Elim değmiştir ya. Aramadım.
-Hay Allah seni bildiği gibi yapsın ya benim de ödüm koptu o saatte aramanı görünce. Yat hadi yat.
+Tamam görüşürüz.

Aradan bir kaç saat geçtikten sonra başka bir arkadaşım:

+Efendim?
-Hande çocuk?
+Efendim?
-Gece beni aramışsın?
+Allah Allah? Seni de mi?
-Evet başka kimi aramışsın ki?
+Şule'yi de aramışım da elim değmiş herhalde bir şey yok yani.
-Ha tamam o zaman ben de bir şey oldu sandım. Sen uyuyordun herhalde hadi yat yat kapatıyorum ben.
+Tamam görüşürüz.

20 dakika sonra başka ve çok alakasız bir arkadaşım:

-Hande?
+Seni de mi aramışım?
-Evet.
+Ya gece herhalde elim değmiş yanlışlıkla olmuş yani kusura bakma.
-Yok sorun değil ben o saatte aramanı görünce bir şey oldu sandım.
+Yok yok bir şey olmadı. Kusura bakma tekrardan.
-Önemli değil, görüşürüz.
+Görüşürüz.

Ardı ardına 3 arama gelince benim uyku da bölündü haliyle. Aramalarıma baktım ben bu üç arkadaşı da saat 5 sularında aramışım. Baya aramışım yani öyle elim falan değmemiş. Zaten bir kere benim telefon ana menü girişi için şifre istiyor ki insanları aradığıma göre ben o aşamayı geçmişim. Hadi diyelim böyle bir şeyi yok saydım, bunlardan biri 'Ş'de biri 'H'de diğeri de 'A'da telefon listemde. Yani öyle ard arda geliş de söz konusu değil. Velhasıl kelam ben ve bu üç arkadaş gecenin bir körü neden aradığımı hiç öğrenemedik. Keşke birisi açsaydı telefonu da anlasaydı derdimi. Kısmet.

Zeheka odasından bildirdi.