10 Ağustos 2010 Salı

ZHK'nın 1995-2010 Eğitim - Öğretim Biyografisi

1989 yılında 27 haziranı 15 dakikayla 28 e bağlayan bi yaz günü dünyaya geldim.adım zeynep hande.Zeynep ülkemizdeki her 205 kişiden birinin adı olduğu için kullanım acısından her 818 kişiden birinin adı olan handeyi tercih ediyorum. handenin anlamı gülüş. layıkıyla taşıdığımı düşünüyorum.zeynep annemin halasının adı.çocugu olmayan hayat boyu elem keder yaşamış bir insan.bana nie koydu adını bilmem.Bahtımız benzemesin.
ilk şok ettiiğim insan abimdir.pencerede minicik beni görünce "ağzı yüzü yamuldu" diye anlatır bilenler.küçükken ellerimi kesip saklamayı tasarlayan bir hayal dünyası varmış.

Eğitim ve öğretim hayatıma Palmiye kolejiyle başladım.Anasınıfına başladığımda yabancılık çekmedim diger cocuklar gibi okulu ebeveyinlerin basına yıkmadım çıglıklarımla.annemin anasınıfı ögretmenim olmasıyla alakası var diye düşünüyorum.annemle diğer evimize gidiyormuşta hadi birazda orada vakit gecirelimcilik oynuyormşuz gibi hissederdim.oyunun tek kuralı vardı.oda anne demek yasaktı. bi gün cok pis yanmıştım. o arkadaş dediğim canawarların hepsi benle dalga gecmişti.ogün bugun sevmem hiç birini.(şaka şaka ) anasınıfına adı gibi anamla başlayınca okul hayatı hiçte korkutmadı beni. 1. sınıfta kendimi oraların fatihi gibi falan hissederdim. taa ki 5. sınfı kadar..

Büyüdüğüm yuvadan bi anda el ocagına düştüğümü hissetiren devlet okuluna geçmiştim.50 belkide daha fazla mevcutlu sınıfıma hiç alışamadım.öğretmenide sevmezdim pek. sürekli müdürle kavga edip ağlardı.6. sınıfa gectiğimde şansımdan mıdır nedir o sınıfın hepsi yan okula gecti. eski kulagı kesiklerden ben ve 5 kişi kalmıştı. okulun yeniden fatihi olabilirdik. her derse ayrı öğretmen gelmesi durumu kafamı pek bi karıstırıdı. kimin hangi derse geldiğini öğrenmeye çalışmak pek bi zaman aldı. öğretmene ilk hoca demeye başladığımız zamanlarr hey gidi heyy.. 3 ayda ne değiştide biz kendimizi o kadar büyük hissettik bilmem. sınıf atladıkça bu duygu gitgide kabardı. 8. sınıftayken artık kantin sıralarına girmiyor "şştt küçük geç kenara" demeceleri gerçekleştiryor ve egolarımızı tatmin ediyorduk.

LGS çok anlamsızdı benim için. "amaan önemli olan öss " diye kendimi kandırıp yan gelip yattım. ewin yanındada okul zaten mevcuttu. o kadar eziyete ne gerek vardı. öylede oldu.700 gibi bir puan cekerek kazanamadım anadolu lisesini.bir ara ek kontenjan acıldı.bende tercihimi yaptım.sonucların acıklanmasına 2 gün vardı. kendimi manewiyata werdim.dua ettim namaz kıldım. yine olmayınca geri bıraktım. zaten havalarda çok sıcaktı.

Liseye evin bir dibindeki deilde öbür dibindeki sınıfı 70 nufuslu Sabancı Lisesinde başladım.her derse gec kalma alışkanlıgımın temelleri o günlerde atılmıştı. sınıfa girdiğimde yer bulamıyor sinirle cantayı yere atıp üzerine otururyordum.pazartesi ilk ders matematik konuda mantık olurdu. hala unutmam.hiç bişe anlamazdım.anlayacagım bir ortamda değildim ayaklarım uyusuyordu.1 hafta sürdü bu durum torpil morpil Dumlupınar Lisesine gectim.gözlerime inanamadım her sırada 2 kişi oturuyordu. "vay bee bu ne medeniyet" dedim geçtim yanı boş birinin yanına oturdum.ders matematik üstelik konuda mantık değildi daha ne isterdim ki bir eğitim kurumundan. bir ders sonra gamze geldi yanıma. eski okuldan beni tanıomus "yanımdaki kazuleti kaldırsam yanıma gelirmisin?" dedi "gelirim" dedim. ogun bugun yanındayım.

Lise 1i pek sevmediysemde alan secimlerinde sınıflar karısınca lise 2 deki yeni sınıfımı pek sevdim. ibo oğuzhan kemal cemre gamze en has arkadaşlarımdı. sıra arkadasım iboydu cok konusuyoruz diye hakan hocamız saolsun sürekli ayırırdı bizi. yinede yetişirdik ki oralardan bile.balıgım benim. sonra onu gönderdi oguzhanı yerleştirdi yanıma hoca. ayakkabısını silerken sıradan düştü.tutmadım diyede benle küstü.zaten sürekli benle küsüp barışmaya programlamıstı kendini.halada öyledir. canımm ekselanslarım.kemal ayrı bir kişilik hangi ülkenin hangi şehrinde suan kimbilir. hayatı makara kakara kikiriydi."mavi reeboklı bomba kız" klişesyle tanışmıştık kendisyle.özledim keratayı yine. cemre en hayırsızları cıktı.başta birbirimize gıcık olur sürekli laf sokma yarışına girerdik.kavga ede ede can ciger kuzu sarması olduk.hep öyle olmazmıydı zaten.. yoklugumda sırama, kankalarıma göz koymus. gruptan kim o gun gelmemişse onun sırasına otura otura yer etti yanımızda.

Gülmecelerden dersten kaçmacalardan össye hazırlanmaya fırsat bulamadık sınavıda kazanamadık. ertesi sene dershaneye başladım.esmayla sule yeni kankitoşlarımdı. calışkan olmalarından dolayı sınıfın diger üyeleri çözemedikleri soruları onlara getirir bende sap gibi kalırdım.o zamanlar farkettimki içimde bir hırs varmış ve bu olayı yaşamayı bekliyormuş.asıldım derslere sene sonuna dogru matematik hocası "kızlar siz çözün soruları sınıfın sewiyesine uygunsa dagıtayım" seklinde bir cümle kurarak emegimin haklı gururunu yaşamama fırsat vermişti.o kadını hiç sevmezdim o ayrı.her ders "anlayanlar?? anlamayanlarr???" diye sorar millet elini kaldırır. sonrada "anlayanlar anlamaynlara anlatsınlar" diip cıkardı. birgün yine "anlayanlarrr?" diye sordu."anlamayanlaraaaa anlatsıınnnlaaar diimiiiiiiiii hocam?" diye bir çıkış yaptım.bu sefer bozularak cıktı sınıftan.oh oldu ii oldu.

Tüm sene mersinden başka bir şehre gidip okumanın hayalini kurarak motive oldugum öss dönemine mersini kazanarak son verdim.üniversite güzeldi üniversite büyük insanlar çok. güzelde ortam vardı.sezer burak ilker duygu sevil serkan gökhan hasan gülistan ve daha niceleri bu yılların arkadaşları. ilk sınaw sonucum 30 du. o gune kadar aldıgım en düşük not. o zaman "kapagı atayımda rahatlarım" klişesinin bir yalandan ibaret oldugunu anladım.30u begenmezken boş kağıt verdiğim bile oldu.bir dersi 5 kere aldıgımda oldu.bilenler bilir.aslında hayatımdaki herkes bilir bunu.her sene yaz okuluna kalırım boş geçmem.tembelikten değil canııımm ortam iyi. tamamiyle çalışmadıgımdanda değil tabiki hocaların haklı etkileride yadsınamaz.(bayılırım suçu başka şeylere atmaya)yine bir yaz okulu sonuna denk geldim. son sınıfa geçtim sayılır.bu sene yaz okuluyla gezdim seneyede mezun gezecem.hakkımda hayırlsı..hamuşgillerden arda sağolsun bir grup daveti yollamış. pucca günlük. orda okudumda pek hoşuma gitti biyografi. "bende yaparım" dedim. "neyim eksik. gaza gelip çenemi yarmışlığım bile var benim" dedim. "bende okul hayatımı yazarım." iştee bunun bir ürünüdür bu biyografi. adı gecen kişi ve kurumlar tamamen gercektir.

2 yorum:

  1. Mersin uni kadar ortami cazip ama notlari sinirbozucu bir okul daha yoktur.. test ettim onayladim kaldim uzattım kavga ettim ama bitirdim :) sonraki hayatında basarilar cok egleceli yazılar.. artık takipcinim :)

    Eser Günbat

    YanıtlaSil
  2. neyseki bitmiş. darısı başıma artık :) beğeni ve güzel dilekleriniz için teşekkürler :)

    YanıtlaSil