Sonra bir
gün aniden bütün mutluluk arayışlarım son buldu. Birden bire. Plansız. Yıllarca
bulmayı umduğum tüm taşların altından çöplükler çıktı. Hayal kırıklıkları,
zaman kayıpları, can sızıları çıktı.
Neden ve nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde aramayı bıraktım.
Çok uzun
zaman geçmedi üzerinden bırakalı.
Ama
yüzyıldır mutlu gibiyim.
Penceremin
dışında öten kuşların seslerini duymamışım uzun zamandır. Kuşların varlığını
bile unutmuşum. Şimdi istemeden duyuyorum onları. Gülümsetiyor.
“Bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman
benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor” diye başlayan bir cümlesi vardı Zeki Demirkubuz’un,
kültleşti o. “artık bundan acı duymuyorum” diye bitiyordu. Bir vazgeçiş
cümlesi. Bir insan bir şeyden vazgeçerse ancak kurabilir böyle bir cümleyi.
Vazgeçişlerin melankolik olması gerekiyor aslında. En son hangi vazgeçişimde bu
kadar melankolik oldum hatırlamıyorum.

Hayata bakış
açımın kırılma günü. Bir otobüs bileti alıp, bir otel ayarlayıp, başka bir
şehre gidip, tek başıma kendimi dinlemeye, geçmişimle
dertleşmeye, sorunlarımı çözmeye, tüm canımı acıtan defterleri kapatmaya ve
kırıldığım herkesi affetmeye karar verdiğim gün o gün. İlkokulda renkli
kalemini vermediği için kalbimi kıran sıra arkadaşımdan bekleme sırasında ite
kalka önüme geçen teyzeye kadar herkesi affedişimin günü. Bir daha kimseyi
gönlümde yük olacak kadar kendime dert etmeyeceğimin eğer illaki çok üzüldüysem
kendime en fazla üzülmek için 3 gün süre vereceğimin kararına vardığım gün. O
gün bir daha beni hayatta mutsuz edecek insanları yanımda barındırmayacağıma
yemin ettiğim gün. Haksızlık karşısında her ne kaybedeceksem kaybedeyim yine de
mazlumun yanında yer almaya karar verdiğim gün. O gün bir parkta tek başıma
otururken bunun hayatımda yaşadığım en güzel doğum günü olduğunu fark ettiğim
gün. O gün artık gitmekten korkmadığım gün. O gün artık içimdeki küçük kız
çocuğunu karşıma alıp hayatla nasıl baş edeceğim korkusunu beraber yendiğimiz
gün. O gün gelecekteki kendime çektiğim videolardan bir yenisini daha çekerken
'ben sana çok güzel bir Hande yetiştiriyorum şu an olduğun insanla gurur
duyuyorum' dediğim gün. Sonrasında hayata bambaşka gözlerle bakmayı başardığım
gün. Peşi sıra huzuru bulduğum gün. O günden bu güne yine kalbimin kırıldığı
oldu hepsini ışık hızında tamir ettim. Dedim işte bir günden çok daha fazlası. Değişen
hayatım, tuhaf tesadüfler, canım gelişmeler. Anka kuşu misali doğacağız
küllerimizden tüm kokuşmuş ruhlarınıza inat, demiştim o gün. Teşekkür ederim
hayat yüzümü kara çıkarmadığın için. Yine bir 'yaşamak ne kadar güzel, keşke
hiç ölmesek' dediğim an.
Umut dolu yarınlara inandığın günlerin olsun sevgili okur. Bahar tadında,
gönlünde çiçekler açan günlerin olsun.
Zeheka Bildirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder